Yeni İzlenimler
Bendeki ADA tutkusu bitmez, dünyanın neresinde olursa olsun
adalara deli oluyorum, paranoyak şizofrenler gibi bir ruh halim olsa gerek ADA’da
büyük rahatlık hissediyorum, sanki bütün arazi evim gibi.
AVŞA ise ayrı bir sevgiye sahiptir kalbimde. İş hayatımın en
yorucu ve bunaltıcı “bir döneminde” iki günlüğüne gitmiş (ve bunu da yazmıştım,
gezi notlarımın eskilerinde bulabilirsiniz); kafamı tümüyle temizlemiş, son
derece keyifli zaman geçirip hala üzerine gül koklayamamışımdır. Sonra
defalarca gittim, yılda iki hatta üç kere. Ancak 2005 yılının Temmuz ayının 24’ünde
İstanbul’a dönerken yaşadığımız ve tarihe geçmiş büyük fırtına (ki o gün
İstanbul’da da elektrik kesintisi olmuştu) beni adadan kopartmış bir daha
gidememiştim. Zira tam yedi saat dalgalarla boğuşmuş 450 yolcusu bulunan
feribotta (denizotobüsünde) yerlere serilmiş insanlara ayakta kalan dört beş
yolcu ve personelle yardım etmiş, helak olmuş, ölümü kusursuz ensemde hissetmiştim.
Kabus, Yenikapı’ya geldiğimizde de bitmemişti zira tüm İstanbul’da elektrikler
kesikti! Bostancı’ya vardığımızda ise henüz gelmişti ve vakit gece yarısını
çoktan geçmişti.