13 Ekim 2019 Pazar

Kuzgun-Cuk (ekim 2019)


Boğazın serin kıyılarında bir Kuzguncuk. Öyle girmiş Üsküdar ile Beylerbeyi arasına! Bir solukta yürünecek kadar. Tepenin öte yanı Beylerbeyi, bu yanı zarif Kuzguncuk. Hangi tepe mi? Elbette Nakkaştepe!

1974 yılında kuzenimin “gelin” geldiği bu boğaz güzelliğine aşinalığım 45 yıllık bir zamana yayılıyor. Ben çocukken kasaba havasındaki bu semt İcadiye Caddesi boyunca sıralanmış mütevazı ev ve küçük apartmanlardan oluşan, fırını, kasabı, manavı, berberi, eczanesi, nalburu, züccaciyesi, fırını, hamamı, çeşmesi, camisi, kilisesi, sinegoğu ile herşeyi barındıran bir film platosuna benzerdi. Hala da öyle! Tabiki o yılları bilenler olağanüstü değişimi gözleriyle yakalayabiliyor ama şehrin diğer yerlerine göre bozulmamışlık insanı; içinden içinden sonsuz mutlu da ediyor. Bana göre o yıllarda kusursuzdu ama şimdi çok daha mamur, e bu mamurluk da istenmeyecek gibi bir şey değil.

İcadiye Caddesi’nden girdiğiniz anda yukarı doğru 50metre kadar gittiğinizde tarihi Kuzguncuk Fırını, yenilenmiş son haliyle hayli göz alıcı, uğramadan geçemiyorsunuz. Enfes simidi ve fındık unundan yapılmış buğday unsuz muhteşem kurabiyeleri parmak ısırtıyor. Simit-Çay eşliğinde hafif bir kahvaltı ardından yürümeye başlıyorsunuz.